1 Ağustos 2007 Çarşamba

"Gerçekler Ayrıntıda Gizlidir" - III - Halid Özkul

Gerçekler Ayrıntıda Gizlidir” - III

Yazmakta olup sonuna yaklaştığım kitap çalışmam konusu içinde olan bu konuyu erkenden kamuoyunun dikkatine sunmam, son günlerde “at izi ile it izinin” iyiden iyiye birbirine karışmasından dolayıdır. Devlet Terörü Merkezlerinden eğitimli “görevli” pek çok “uzman” ve “stratej-stratejist” taslağının ortalığı bulandırdığı bir tipik “kaos” zamansalında birilerinden işe başlamak gerekiyordu. “Eski solcu”lardan başlamak da en doğrusudur…

Psikolojik Savaş’ın en önemli teması “korku” yaratmak ve bu yaratılan korkuyu canlı tutmak, eskidiğinde bir yeni “korku” icat etmek, malzeme bittiğinde unutulmuş eski bir “korku”yu tekrar, yeni bir şeymiş gibi serbest piyasaya sürmek. Aslında bu, insanlık tarihinde iktidarı ebediyen ellerinde tutmak tutkusuna tutulmuş egemen sınıfların, “din” kisvesi altında başlayarak uygulaya geldikleri en ‘kullanışlı’ yöntemleri. Evet, istihbarat servisleri günümüzde bu işi medya patronlarının desteği ile ustaca yürütmekteler. Piyon olarak ise “şöhret” düşkünü entelektüelleri kullanmaktalar.

Bu ”aynalı sazan” hikâyesine en son, Mayıs 2007’de bir günlük gazetemizin köşesinden şahit olduk. “Eski Solcu”- Şarkıcı- Yazar- Gazeteci- Yapımcı- Ulusalcı vbgb. Bay Zülfü Livaneli Vatan’daki köşesinden “404 bomba meselesi”(9/10.05.2007) makalesinde özetle şu büyük “enformasyon”u açıklıyordu. Sovyetler Birliği’nden 400, ABD’den de 4 nükleer bomba çalınmışmış; bunlar, çantalar içinde teröristlerin elindeymiş. Üstad-ı muhterem bunu Harvard Üniversitesi dekanı Prof. Graham Allison’dan dinlemiş. Bu çok muhterem zatın Nükleer Terörizm adlı bir kitabı da bulunmaktaymış. Ayrıca Rus General Alexander Lebed, KGB için özel olarak hazırlanmış 1342 adet “çanta biçimindeki nükleer silâhın 84’ünün çalınmış olduğunu tespit ettiklerini” itiraf etmiş. Bu çok ciddi kayıp bombalar konusu hakkında; Al Gore ile “Uygunsuz Gerçek” belgeseli hazırlamış ve Oscar almış olan Lawrence Bender, bir film hazırlıyorlarmış. Kendine kanıt olarakta çoğu masa-üstü servisleme olan nükleer kaçakçılığına ait haberler verilmekte köşe yazısında. Haberine ilgisiz kalan kamuda bir güzel paylanmakta. Hatta aynı gün, bu “önemli şahıs”ı Haber Türk TV kanalındaki “13 Haberleri” programında konuk ederek rahatsız etme “cüretini gösteren”(!) sayın Gülgûn Feyman’ı, sorgulamasından da rahatsız olarak sinirli bir biçimde açıkça azarlayarak, konu hakkında belgeleri sunacağını beyan eden, “o her şeyi bilir” şahıstan hâlâ ‘tık’ yok! Kaç gün geçti?

Ben “eski solcu-vip”i beklemeden konuyu açmak istiyorum. Bir kere Harvard dendi mi? Hatırıma hemen, “Halikarnas Balıkçısı(Cevat Şakir)”nın ünlü -benim için veciz- cümlesi gelir: “Ben Oxford’ta tam dört sene bana öğretilen yalanları unutabilmek için koskoca iki senemi harcadım!” Önce internet varken, bunca bilgi sanal alemde gezinirken, “eski solcu-vip” olmanın “dayanılmaz hafifliği” ile kalemşorluk yapmaya kalkıp, insanları suçlayan ‘şahıs’ “google” ya da “wikipedia” gibi çok kullanılır arama motorlarında biraz gezinseydi şu çok basit ipuçlarını yakalıyabilirdi. Ama yapmadı! Neden? Bir, adı geçen Prof. Graham Allison ve ABD emperyalizminin “eşek” kanadı “demokrat”(!) Al Gore, her ikisi de CFR-Bilderberg Group-Trilateral Commission üyesi. Bu konuda oturup kitap yazdık (kitaplar yazıldı. Belli ki bayımız bu konuda cahil!) Lawrence Bender, Hollywood’un en ünlü “korku” edebiyatı yapımcısı, ABD devletine bu “küresel” hizmetinden dolayı Oscar’la cilâlanmış… Aşağıdaki açıklamalarımdan sonra okuyucu bu adamında ‘ne menem’ biri olduğunu anlayacaktır!

Alexander Lebed, emekli tümgeneraldi. Politik dönekliği ile Yeltsin’i iktidara taşımış, minnet borcu olarak onun Ulusal Güvenlik danışmanlığına kadar yükselmişti. Şili diktatör general Pinochet hayranı Lebed, 1996’da Yeltsin tarafından Güvenlik Konseyi’nden kovulmasından bir yıl sonra “7 Eylûl 1997’de bir dehşet verici hikaye ileri sürdü ki bu Altmış Dakika TV magazin-haberleri ile bir röportajı sırasında iddia edilmişti. Yüz (abç) Sovyet-yapısı bavul-boyutunda nükleer silâhlar sabotaj için tasarlanmıştı ‘Rus silâhlı kuvvetlerinin denetimi altında değillerdi’. Rusya Federasyonu Yönetimi Lebed’in iddialarını reddetti.” Çok doğal olarak ABD’de bulunan bir askeri istihbarat GRU ilticacısı Stanislav Lunev bu spekülasyonun lehine konuşturuldu. Açıkcası ortada Zülfügillerin “Bond” çantaları yoktu, her biri dokuz “Bond” çantası alabilecek ebatlarda “bavul”lar söz konusuydu. Fizikçilerin sırıtarak karşıladıkları bu iddia “korku” senaryolarının “İslâmcı Terör” mizansenlerinden biriydi…

Gelelim pek methedilen zat-ı muhtereme, Graham Tillett Allison, Jr.’a (1940 doğumlu), Harvard (1962) Oxford Üniversiteleri (1964) mezunu. Harvard’ta kalarak John F. Kennedy School of Government’ta profesör asistanı oldu. 1972’de profesör, 1977’de dekan oldu… Bir tartışmaya yol açan olay 1980’de gelip çattı, Kennedy School of Government(Kennedy Yönetim Okulu) kadınlara ve azınlıklara karşı fark gözetmekle suçlandı. Şikayet İş Dairesi’nin Massachusetts Kadınlara Eşitlik Hareketi Ligi tarafından resmi işleme koyuldu. Onlar dikkatini çekti ki okulun 47 öğretmeninin sadece 3’ü kadınlardı ve orada azınlıklar yoktu. Onun en büyük gafı olan 500,000 dolarlık değiş tokuş atamalarıyla üniversitenin saygınlığı uğruna zengin Texaslı çiftle (Charles C. Dickinson III ve Joanne W. Eaton) anlaşmaya varmasıydı. Pazarlık bir öğrenci gazetesi The Harvard Crimson tarafından ifşa edildi. Çiftle Allison'un bağlantısı petrol endüstrisindeki onun deneyiminin nedeniyle olduğundan şüpheli değildi. O, Belco Oil and Gas ve Getty Oil’in eski bir direktörüydü. Allison, Getty Oil’de hem de rüşvetçilik sorumluluğu ile yüzleşmişti ki Pennzoil ve Texaco’yu kapsayan şirketlerin birleşmesinde bir şüpheli olarak ateş altında kalmıştı. Allison, Taubman Centers Inc’in yönetim kurulunda hizmet vermişti; Chase Bank, Hydro-Quebec, International Energy Corporation yönetim kurulu danışmanlığı ve Trustee of IXIS’in bir danışmanıdır. O, Belfer Center for Science & International Affairs’in de direktörüdür ve 1990’dan 1993’e kadar the Project on Strengthening Democratic Institutions’in direktörüydü. Allison, 1960’larda Savunma Bakanlığı(Pentagon.y.n)na uzman ve bir danışman olduğundan beri ABD savunma politikasına ağır bir biçimde bulaşmıştı. 1985’den beri Savunma Sekreterliği’nin Savunma Politikası Yönetim Kurulu’nun bir üyesi olmuştu. Ayrıca, 1985’ten 1987’e Savunma Sekreterliği’ne özel danışman olmuştu. 1993’ten 1994’e Savunma Sekreterliği Politikası ve Plânları Yardımcısıydı. Bu yetenekle eski Sovyetler Birliği devletleri ile ilgili politika ve stratejiyi düzenledi. Demokrat Parti’nin taraftarı ve Dukakis ailesinin ile dosttur. Michael Dukakis’in başkanlık kampanyasının gayri resmi bir danışmanıydı. 1973’ten 1974’e Center for Advanced Studies’nin bir üyesiydi; RAND Corporation (CIA.y.n.) uzmanı; Council on Foreign Relations üyesi; 1974’ten 1984’e Trilateral Commission üyesi; 1972’den 1977’e Brookings Institution’de dış politika çalışmalarında teftiş komitesi üyesi ve National Academy of Sciences’da sayısız panellerin bir üyesi. Allison, Council on Foreign Relations’ın başkanı David Rockefeller gibi yerini almış adlar arasında anılmıştır. Bilderberg Group’un en azından bir toplantısında hazır bulunmuş olduğu bilinir.

Daha fazla araştırmaya gerek var mı? “Eski solcu”, kartvizitine bir kariyer daha eklemeyi de hak etti: “konspiratör” hem de Pentagon’un!