12 Kasım 2009 Perşembe

Berlin Duvarı: Bir Soğuk Savaş Miti...

Berlin Duvarı: Bir Soğuk Savaş Miti...


William Blum


Berlin Duvarı – Bir Başka Soğuk Savaş Efsanesi


Önümüzdeki birkaç hafta süresince (makale 23 Ekim tarihlidir, ç.n.) batılı medyanın Berlin Duvarı’nın yıkılışının 9 Kasım tarihindeki 20. yılı anmaları için propaganda değirmenlerini çalıştıracağını kolayca tahmin edebiliriz. Komünist zalimliğe karşı duran ‘Özgür Dünya’ hakkında her boydan Soğuk Savaş klişeleri tekrar tekrar geçit yapacaklar, ve duvarın varlık nedenini anlatan o sıradan masal sonsuza dek tekrarlanacak: 1961 yılında, Doğu Berlin’in komünistleri, kendi tutsak vatandaşlarının Batı tarafına, yani özgürlüğe kaçmalarını engellemek için bir duvar örmüşlerdi. Peki neden? Çünkü kızıllar insanların özgür olmalarından da, ‘gerçek’ olanı öğrenmelerinden de hoşlanmıyorlardı. Başka ne sebeple olabilirdi ki?


Başlamadan, henüz duvar ortada yokken binlerce Almanya vatandaşının çalışmak için gündelik olarak Doğu’dan Batı’ya git-gel yaptığını, yani akşamları da Doğu’daki evlerine geri döndüklerini hatırlayalım. Hiçbir durumda onları istekleri dışında Doğu’da kalmaya zorlayan yoktu. Her şeyden evvel, duvar iki nedenden ötürü inşa edildi:


1. Komünist hükümetin parasıyla yetiştirilmiş olan Doğu Almanya’nın işinde ustalaşmış elemanlarını ve yüksek nitelikli çalışanlarını güçlü kampanyalarla kendi tarafına kapma yoluyla Batı Doğu’yu sürekli olarak yıpratıyordu. Bu da sonunda Doğu tarafında el işçiliği ve üretimde ciddi bir krizi tetikledi. 1963’te New York Times, durumu belirtici şöyle bir haber geçiyordu: «Her gün Doğu Berlin’deki evlerinden kalkıp Batı Berlin’deki işlerine gelen yaklaşık 60.000 yüksek vasıflı işçiyi, duvar yüzünden, kaybeden Batı tarafı ekonomik olarak sancılar yaşıyor.»(1)


2. Ellili yıllar boyunca, ABD’nin Batı Almanya’daki «soğuk savaşçıları» aslen Doğu’nun yürütme ve ekonomiye dönük araçlarını yüksek seviyelerde kullanılmaz hale getirmeyi hedefleyen, ortalığı alt-üst edici bir dizi şiddetli sabotaj eylemini hayata geçirdiler. Başta CIA ve ABD’nin başkaca askeri casusluk servisleri, bazen teker teker, bazen de grup halinde, Alman ulusundan aktivistleri içlerine aldılar, silahla donattılar, eğittiler ve parasal destek verdiler. Batı’dan olduğu gibi Doğu’dan da devşirdikleri bu aktivistler, çete olaylarından, terörizme varıncaya kadar, her türden eylemleri gerçekleştirdiler. Kısacası, tüm bunlar Doğu Almanya’lı vatandaşlara hayatı zehir edebilsin, hükümete verdikleri desteği zayıflatabilsin ya da komünist olmasından dolayı ona kötü bir izlenim verebilsin diye yapıldı.


İhtişamlı bir bozgun çarkı dönmeye başladı. Birleşik devletler ve ajanları, elektrik santrallerine, tersanelere, kanallara, limanlara, kamu binalarına, benzinliklere, gaz üretimhanelerine, toplu taşımacılığa, köprülere vs. zarar verici bir dolu özgün yöntemin yanı sıra, kısa-devre yaptırıcılar, yangın çıkartıcılar ve patlayıcılar da kullandılar. Yük trenlerini raydan çıkarttılar, demiryolu işçileri ciddi biçimde yaralandı, sanayi araçları taşıyan bir trenin 12 vagonunu ateşe verdiler ve başka birçoğunun hava basan borularını kırdılar. Bazı imalathanelerin hayati önemdeki mekanik aksamına zarar vermek için asitlere başvurdular, faaliyetini tamamen durdurmak amacıyla bir diğerinin bacasından aşağıya kum döktüler. Bir kiremit fabrikasını yaktılar, üretimin başka bir biriminde de iş yavaşlatmayı kışkırttılar. Bir süt kooperatifindeki 7.000 ineği zehirleyerek telef ettiler, Doğu Almanya okullarına doğru yola çıkan süt tozlarına sabun karıştırdılar. Bazılarının üzerinde, yakalandıkları sırada, sigaraları zehirlemeye yarayan yüksek miktarda cantharidin maddesi bulundu. Politik mitingleri kargaşayla dağıtmak için koku bombaları (biber gazı ç.n.) patlattılar, katılımcılara düzmece davetiyeler, yanlış konaklama vaatleri ve iptal bilgileri vs. yollayarak, Dünya Gençlik Festivali’ni sabote etmeyi denediler. Festivale katılanlara patlayıcılarla, yangın bombalarıyla saldırdılar, ya da arabalarının lastiklerini patlatmak için çeşitli düzenekler kurdular. Toplum içerisinde karışıklık ve hoşnutsuzluk yaratması, kıtlığı tetiklemesi amacıyla yüksek sayılarda sahte karne ürettiler ve dağıttılar. Sendikalarda ve endüstri içerisinde zayıflıklar ve düzensizlikler doğurmak için vergilendirmeyle ilgili yanlış bilgiler ve belgeler, başkaca bir çok türde sahte hükümet yönetmelikleri gönderdiler... Bunlar gibi daha bir çoğu, liste uzayıp gidiyor. (2)


1950’yi takip eden yıllar boyunca, Doğu Almanya ve Sovyetler Birliği, batılı eski müttefikleri arasında olsun, Birleşmiş Milletler’de olsun, sürekli casusluk faaliyetleri ve çökertici sabotaj eylemlerine dair şikayetlerini dillendiriyorlardı. Ve tüm bunların sorumluları olarak tahmin ettikleri, Batı Almanya’da kurulu, isim isim, adres adres belirlenmiş hücrelerin kapatılması çağrısında bulunuyorlardı. Diğerleri bu şikayetleri duymazlıktan geldiler. Kaçınılmaz biçimde, Doğu Almanya günden güne Batı’dan kendi taraflarına geçişi daha fazla denetlemeye ve kısıtlamaya başladı.


Doğu Avrupa’nın neden komünist hale geldiğini unutmayalım. Çünkü Hitler, Batı’nın her türlü desteği altında, Sovyetler Birliği’ni işgal etmek ve Bolşevikleri tamamen ortadan kaldırmak adına tepelediği Doğu Avrupa coğrafyasını geniş bir otoyola çevirmişti. Savaşın ardından SSCB bu otobanı tümüyle kapatmaya karar verdi.


1999 senesinde USA Today şöyle yazıyordu «Berlin Duvarı çöktüğü zaman, Doğu Almanyalılar zorlukların ortadan kalktığı, özgür ve bolluk içinde bir yaşam hayali içindeydiler. On sene sonra, bir oylamadaki etkileyici %51’lik oran bize onların komünizm altında çok daha mutlu olduklarını gösteriyor.» (3)


Hemen hemen aynı dönemlerde, yeni bir Rus deyimi gün yüzüne çıkıyordu: «Komünistlerin komünizme ilişkin size söyledikleri her şey yanlış, kapitalizme ilişkin söyledikleri her şeyse doğrudur.»


(1)New York Times, 27 Haziran 1963, s.12.

(2) Sabotajların ve bozgunculukların detayları ve kaynakları için, Bkz. Killing Hope (:US Military and CIA Interventions Since World War 2, William Blum, 2003), s. 400, 8. not.

(3)USA Today, 11 Ekim 1999, s. 1.


(Not: Bu başlığın da içerisinde yer aldığı asıl İngilizce makale http://killinghope.org/bblum6/aer74.html adresindedir. Ancak fidelio bu çeviriyi Fransızcasından yaptı, o da http://www.legrandsoir.info/Le-Mur-de-Berlin-Encore-un-mythe-de-la-Guerre-Froide.html adresindeydi.)

http://www.haberveriyorum.net/haber/berlin-duvari-bir-soguk-savas-miti