29 Kasım 2009 Pazar

Sivil "Renkli"-Faşist "Ergenekon"

SİVİL “RENKLİ”-FAŞİST “ERGENEKON”UN “DEMOKRATİK” GÜNCESİ ÜZERİNE

F Tipi yandaş medya tarafından “Ergenekon Karartma Lobicisi” ilan edilen serbest gazeteci Mr. Gareth Jenkins’in geçmiş tarihimizin ünlü yabancı simalarından Mr. Arminius Vambery’nin modern tezahürü olup olmadığı ancak uzun yıllar sonra belli olacaktır. Ama tarihi sicili 1973–74 Lübnan-Trapoli katliamına kadar inen Mr. Çandar’ın (ve 12 Mart şaibelisi Mrs. Çongar’ın) ABD adına redaktörlük yaptığı aşikârdır. Gerek yandaş-medya düzmece “Ergenekon savarcı”ları, gerekse bunların deyimi ile “Ergenekon’u karartma lobisi” olarak iftiraya uğrayan muhalifler; senaryoyu yazanlar (redaktörler dâhil) ve uygulayanların arzu ettikleri yönde tartışmayı götürmektedirler. “Ergenekon” vardır! Var mıdır? Çünkü “Ergenekon” kod adı verilmiş olan (veya varsayılan) örgütlenme kökü itibari ile bir ABD/NATO-STAY BEHIND yapılanmasıdır. Eğer tartışma nesnel ve gerçek alanına çekilir ise takılan maskeleri yüzlerden düşürülebilecektir…

1946 yılında Belçika-Brüksel NATO-SHAPE karargâhında Soğuk Savaş mucibince alınan ‘anti-komünist’ kararlar doğrultusunda tüm NATO üyesi ülkeler bu tip örgütlenmeye gitmiştir. Türkiye’de de ülkenin ABD çıkarları doğrultusunda BM kararlarına dayanarak 1951’de Kore’ye asker göndermesi ardından bu örgüt tüm NATO ülkeleri gibi bir “GİZLİ ANLAŞMA”ya dayanarak Pentagon-SHAPE’e bağlı olarak kurulmuştur. Sovyet gizli servislerince ele geçirilerek deşifre edilmiş olan NATO belgelerinde askeri “D-DAY” olarak belirtilmiş “kontr-gerilla” harekâta başlama “KOD”u; ilgili ev sahibi ülkelerin gizli resmi belgelerine Batılı gramere uygun “E-GUN” (Turkey) olarak geçirilmiştir. Onun için konuya vakıf olmayanlar bunu “Ergun” veya “Ergün” olarak okumuşlardır. Aynı zamanda örgütün varlığı ilgili bürokratlarca bildiği halde, “kod” adı sadece “Supreme Committee” tarafından bilinmiştir. ABD’li muhbirlerin para karşılığı satması sonucu Sovyetlerin eline geçen NATO belgeleri içindeki bilgilere göre Pentagon belgelerinde “E”nin “Ergenekon” olarak açınımı verilmektedir. Yani “Ergenekon” adı verilen örgüt kitlenin beynine sokulmak istendiği gibi “ulusalcı” güçlerin oluşturduğu ve adlandırdığı bir örgüt değildir. Zaten böyle bir “ulusalcı” örgütte yoktur, hiçbir zaman olmamıştır. (Ama aşağıda belirteceğimiz gerçek örgüt içinde görev almış bazı mafia unsurları ile birkaç alt rütbeli görevli olmuştur. “Gri senaryo”nun “gri” olan tarafı sadece budur; gerisi “siyah”tır, simsiyahtır- dezenformasyondur!) Gerçek olan Pentagon kodlu “Ergenekon”; NATO’ya bağlı ve 1952’den günümüze (Hırant Dink’in katline kadar) ev sahibi ülke olarak Türkiye’nin “ilerici-yurtsever-demokrat-devrimci aydınlarına-işçilerine-emekçilerine karşı” işlenen pek çok kanlı katliamın baş sorumlusu olan “kök devlet” terörü örgütü de facto ABD-NATO’nun emrinde çalışmıştır. Bunların ‘işbirlikçi’leri de Türkiye Cumhuriyet devletinin sivil-asker aygıtlarında görev almış şahsiyetler olmuşlardır. Ne ki bunların bazıları TSK’ni (ardından CHP’ni) hedef alan son operasyonun “kilit” noktalarında bulunmaya devam etmişlerdir…

Kasım 1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılması sonrası 1990’da Doğu Avrupa “Halk Cumhuriyetleri” bloğu ve SSCB’nin tarihe karışması ardından Soğuk Savaş sona erdirilmiştir. Takiben Ekim 1996’da Brüksel NATO-SHAPE karargâhında STAY BEHIND’ın yeniden yapılanmasına gidilmiştir. Yeni yapılanmaya göre örgütün “Supreme Committee”leri ile alt “Committee”leri sivil ekonomik ‘kurum’lar ve ‘şirket’ler, askeri yapıları ise ‘güvenlik şirketleri’ haline dönüştürülmüştür. Ama örgütün faaliyeti asla rafa kaldırılmamıştır. ABD’nin yeni global hegemonya stratejisine göre yeni taktiklerin uygulanması için coğrafi-stratejik bölgelerin ev sahibi ülkelerinde faaliyetlerine devam etmiştir. Belirlenen yeni birincil düşman artık “komünist”ler değil, küresel tekelci kapitalizmin global hegemonu olarak ABD’ye karşı direnen çeşitli frekanslardaki “ulus-devlet”çi güçlerdir. Bunlar coğrafi-stratejik konuma göre çeşitli senaryolarla sınıflandırılmışlardır: İlk olarak; “radikal İslâmcı” ve “milliyetçi” olarak boy hedefi haline getirilmişlerdir. Boy hedefi haline getirmede esas konsept “uluslararası terörizm” paradigmasına oturtulmalarıdır. Bu operasyonun işlevliği için çeşitli konspiratörler, ajan-provokatörler ve ajanlar da kullanılmıştır. İkinci olarak; legalitenin köklü olduğu ülkelerde ise “darbeci” senaryoları uygulanmıştır. Ama burada esas olan yine Pentagon güdümündeki eski askeri darbeci geleneğin veri tabanı enformasyonuna dayanarak, “sivil-darbeci” güçlerin paradox asimetrik psikolojik harekâtlarla “ulusalcı” güçlerin bir “askeri darbe” hazırladıkları vehmi ile gündemi denetim altında tutmalarıdır. Halen ülkemizde sürdürülmekte olan senaryo budur ama bu senaryonun sürekliliği esastır…

Unutulmasın ki, Fetullah Gülen’in kurucusu ve üyesi olduğu “Komünizmle Mücadele Derneği” aynı zamanda NATO-STAY BEHIND operasyonunun bir parçası olduğu belgelerle ispat edilmiştir. Yani “Fetullah Hoca Efendi” tastamam gerçek Pentagon “Ergenekon” bünyesinde görev yapmıştır (kendisinin ABD’de FBI –NSA/CIA- bağlantılı koruma altında tutulması bunun başka bir kanıtıdır), yani bu örgütün alt kademelerdeki operasyonal bir üyesi olmuştur. Koskoca bir “F” Tipi örgütünün -ki “tarikat” olarak bilinir- lideri olduğuna göre büyük olası ile “Committee” üyesidir. Ama adı geçen “F” Tipi yapılanmayla bağlantılı olduğu aşikâr hale gelmiş olan “güncel korku yaratma” senaryosunun parçası bazı savcılar, özgün konularının uzmanlarınca kanıtlandığı gibi düzmece tezgâhlarla “ulusalcı” bilinen aydın insanları gözaltına almakta ve tutuklamaktadırlar. Bu durumda; sonuçta doğrudan bir dış gücün ulusal birliğe kast etmiş operasyonal olgusuna, Yargıtay Baş Savcılığının el atması zorunlu hale gelmiştir. Ayrıca özellikle belirtelim ki bu senaryoda “at değiştirmek”te vardır. Bu oyuna da gelmemek zorunludur. Artık “AKP Truva atı”nın yıprandığının farkında olan ABD emperyalist-zionu kendine yeni bir “Truva Atı” bulmuştur; şimdilik! Daha sivil, daha “demokratik”, daha demagog, daha ilizyonist; bu da Sarıgül ve NATO muhibbi Hikmet Çetin işbirliğinin ürünü olan partidir…

Evet, gerçek “Ergenekon” sivil-toplumcu “faşist” pelerininin altında görev ifa etmeye devam etmektedir. “F Tipi” yandaş medya sürmanşetlerinde, köşe yazılarında, emniyet ve milli istihbarat operasyonlarına kadar; bir kaotik birlik içinde, kibernetik olarak gündemi belirleyerek. Kaldı ki resmi “Ergenekon” dosyaları (yani 1 Numaradan 12.. küsura kadar) Ankara-Polatlı yolu 30. kilometredeki T.C. Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivi’ndeki özel kasaları içinde “emniyet” altında tutulmaktadır. Burası da eski AKP’li Cumhurbaşkanı Gül’ün denetimi altındadır. Bu konudaki uyarımız aynen hem Özkök hem de Büyükanıt zamanında TSK’ya yapıldığı halde bir “tık” bile çıkmamıştır. Brüksel- Pentagon-NATO-SHAPE’in NATO Koleji mezunu generallerimizden de bir “Türk Chavez”in çıkmasını bekleyenler beyhude beklemektedirler. Daha çok “Godot” beklerler…

ABD/AB sosyal emperyalist-zionunun korkusu bu konuda Türk halkının aydın-işçi-emekçiler olarak uyanmasıdır. Türk ilerici-yurtsever-demokrat-devrimci unsurları “birleşik” bir cephe içinde akıl-bilgiye dayalı bilinçle eylemsellik ortaya koymadıkça bu tezgâh çeşitli “demokratik açılım” atraksiyonları ile devam edecektir. Daha çok “ulusalcı” ve devrimcinin başı yanacaktır. Doğru bir siyasal önderlik altında birleşmiş emekçi halkı yenebilecek hiçbir sivil ya da militer kapitalist güç yoktur, olmamıştır, olamayacaktır da…

Halid Özkul (27.11.09)