6 Mart 2009 Cuma

Psikolojik Savaş - Halid Özkul

PSİKOLOJİK SAVAŞIN VAZGEÇİLMEZ TAKTİK MUHAREBESİ “DEZENFORMASYON”


1945 sonrası “Soğuk Savaş” döneminde uygulamaya konan Psikolojik Savaş yüzyılımızın içinde de belirli rol oynayacağına yaşayarak tanık oluyoruz. Artık cephedeki silahlarlardan çok, cephe gerisindeki masalara oturtulmuş entelektüellerin masaüstü ürünü olan enformasyonlar toplumların beynini istenilen doğrultuda yönlendiriyorlar. İşinin gerçekten uzmanı istihbarat görevlilerinin güdümünde doğru bilgilerle harmanlanmış gerçek-dışı bilgiler medya aracılığıyla kitleleri bombardımana tutuyor. Buna istihbarat lisanında “gri propaganda” deniyor ve mermilerini dezenformasyon dediğimiz, gri haldeki yanlış bilgilerin enformasyon olarak kitlelere kabul ettirilmesi teşkil ediyor. Bu cephaneliğin stoklarını çözümlendirilmemiş istihbarat operasyonları teşkil ediyor. Bunlardan en önemlilerinden biri geçmişte yaşanan “Papa Suikastı”ydı… “Gizli Ordular- Vatikan- BND- Gladio-Mafia” kitabımdaki bir bölümü bilgilendiriciliği niteliği nedeniyle aşağıda iktibas ediyorum:


Bu operasyon, bilinçli olarak karanlıkta bırakıldığı için, yıllar sonra bile başka psikolojik harekâtlar için malzeme olarak kalmıştır. ABD’nin NATO örgütlenmesinin Avrupa’daki coğrafi-stratejik ülkesi olan İtalya 2007’de yine hedef haline gelmişti. Bunun nedeni 2006 genel seçimleri sonucu iktidarı, radikal muhafazakâr-liberal kaolisyonunun eski P2 üyesi olan Başbakan Berlusconi’den, Başbakan Romano Prodi’nin demokrat-sosyalist koalisyon hükümeti devralmış olmasıydı. Hükümetin CIA-MOSSAD-MI6’in El-Ka’ide tezgâhına uygun senaryolara izin vermemesi üzerine “anti-İslâm kutsal Haçlı cephesi”nde sızıntı oluştuğundan, demokrat-sosyalist koalisyona karşı uygulanan psikolojik savaşın taktiği olarak aynı kaynaklardan doğan dezenformasyona yol verilmişti. İtalyan iç sivil istihbarat örgütü Servizio per le Informazioni e la Sicurezza Democratica-SISDe (İstihbarat ve Demokratik Güvenlik Servisi) ve askeri istihbarat örgütü Servizio per le Informazioni e la Sicurezza Militare- SISMı (Askeri İstihbarat ve Güvenlik Servisi) ile bütün istihbarat sektörlerinin eşgüdümünü sağlayan hükümet komitesi Comitato Esecutivo per i Servizi di Informazione e Sicurezza- CESIS (İstihbarat ve Güvenlik Servisleri için Yürütme Komitesi) yetkilisi Korgeneral Giuseppe Cucchi‘de stratejik konumundan dolayı hedef alınmıştı.


F Grubu” yayın organlarından Yeni Aktüel (85.sayı) dergisinin Şubat 2007’de yayıma verdiği “enformasyon”a göre; Papa Suikastının bilgisini 1981 baharında Arap ülkelerinde çalışan Polonyalı bir Wojskowa Służba Wewnętrzna-WSW (Askeri İç Servis) görevlisi öğrenmişti. Kaynağa göre istihbaratçı albay, Türkiye’de “Bozkurtlar” olarak bilinen bir grubun Papa’ya suikast hazırladığına dair bilgiyi askeri örgütün ikinci adamı Albay Karol Szelag’a bildirmişti. İstihbaratçı albay Kasım 1985’te Mısır-Kahire’ye askeri ataşe olarak atanmış. 1986 yazında o sırada Kahire’de askeri ataşe olarak görev yapan Albay G. Cucchi’ye bu bilgiyi aktarmıştı. Güya bu bilgi komünist ülke istihbaratlarına aktarıldığı için albayın kendisi bu görüşmeden iki ay sonra Polonya’ya geri çağırılıp hakkında gizli bir soruşturma açılmış. Görevden alınıp Sivil Savunma Teftiş Kurulu’na kızağa çekilmiş. Bu haber Polonya Wprost dergisinde yayımlanmış. Kanada’da yayımlanan canadafreepress.com adlı internet sitesinde David Dastych yorumlamış. Bu yoruma göre, “KGB’nin Roma’da bir köstebeği var!” (Hıımmm!) Bu köstebek (yani G.Cucchi) hem N.D’Alema’nın hem de daha sonra R.Prodi’nin danışmanı olmuş. Üstelik G.Cucchi Brüksel’de NATO’nun Askeri Komisyonu’nda İtalya temsilcisi olarak da görev yapmış. (Abooo!) Bu iddia ayrıca “İtalyan Parlamentosunda kurulan ve KGB’nin İtalya’daki faaliyetlerini araştıran Mitrokhin Komisyonu’nun danışmanı Mario Scramella tarafından da iki Britanya TV kanalı BBC ve ITV‘de seslendirilmiş. Kendisi London’da zehirlenerek öldürülen eski Rus istihbarat görevlisi Alenxander Litvinenko ile lokantada görüşen en son kişi…


Psikolojik Savaşın bütün hızıyla sürdüğünün bir kanıtı olarak, Anti-komünist “gri propagan”da özelliği olan bu haber türkçeye çevrilerek yayımlandı. Tabii ileride benzer senaryolara hizmet için kamuoyunun belleğinde bir iz bırakması “asıl hedef”i ise sadece servisleyenler tarafından biliniyordu. Maalesef bunu “balık hafızalı” hale sokulmuş toplumların kavramasına imkan yoktu. (Neden Fransa’da böyle senaryoların ‘dikiş tutma’ şansı daha azken, diğer ülkelerde değişken kültür seviyelerine göre daha fazladır sorusu ayrı bir kitap konusudur.) Medyada görevli “doğru zamanda doğru yerde” parolası ile ‘iliştirilmiş’ler her zaman sadece ‘piyon’dur! Bunlara gazeteci demek, bu mesleğin şövalyelerine hakaret ve etik değerleri ile kutsal bir meslek olan gazeteciliği hiç de hak etmediği bir biçimde lekelemek olur…


Konumuza dönersek, “Enformasyon” İtalyanca, İngilizce, Almanca, İspanyolca bütün Doğu Avrupa lisanlarında (türkçede) tercüme ettirilerek servise konmuş böylece yönlendirme başarı ile icra edilmişti. Zor durumda kalan “Romano Prodi 21 Şubat 2007'de Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano'ya istifasını sundu. Ancak cumhurbaşkanı güvenoylamasına gitmesini doğru buldu ve hükümet görevine devam etti.”Fakat bir yıl sonra, daha çok ekonomik krizin yaralarından dolayı, “24 Ocak 2008'de Senatodan güvenoyu alamayarak başbakanlık'tan istifa etti”. Giuseppe Cucchi ise, 3 Ağustos 2007’de Dipartimento delle Informazioni per la Sicurezza- DIS (Enformasyon Güvenliği Dairesi) direktörlüğüne atanmıştı.


Biz, bize sunulan “enformasyon” hapını bir kere bırakıp senaryoyu irdeleyelim. Yorumcu David Dastych’in dayanaklarından Mario Scramella ile başlayalım. “Kerinçsizgiller”den Mario Scramella (1970), İtalyan avukat. Gençlik yıllarında Napoli (bizim Laflara gerek İtalyancayı telaffuz etme gerekse de etnografik yapıları ile çok benzerler) yöresinde çevrecilik ile adını duyurmuş. (Çevrecilik deyince, ülkemizde hemen “ilericilik, demokratlık” akla gelir, oysa Avrupa tarihinde ilk çevrecilerin nasyonal sosyalist “ari ırkçı”lar olduğunu ve kendilerine “yeşil”ciler adını verdiklerini bir kere daha anımsatayım.) 2002’de yukarıda bahsettiğimiz nedenlerle kurulmuş olan Mitrokhin Komisyonu’nda soruşturmacı ve danışman olarak görev almıştır. Komisyon Gladiocu Başbakan Berlusconi’nin radikal-muhafakâr koalisyon hükümeti Cassa della Libertà (Hürriyet Evi) örgütlenmesi tarafından kurulmuştur. Komisyonun başkanı eski bir Sosyalist Parti üyesiyken, Berlusconi’nin neo-faşist Forza Italia’ya örgütlenmesine transfer olmuş olan senatör Paolo Guzzanti’dir. Komisyonun içinde bekleneceği gibi Giulio Andreotti adlı Gladio şefinin olması da hiç de şaşırtıcı değildir. Mitrokhin Arşivi’nin sunduğu “belgeler”in ötesinde hiçbir yeni somut kanıt ileri süremediğinden 2006’da komisyon fesh edilmiştir.


[Mitrokhin Arşivi, 30 yıl boyunca KGB’nin arşivcisi olarak çalışmış Binbaşı Vasili Mitrokhin’in 1992’de Britanya’da yayımlamış olduğu KGB’nin dünyadaki istihbarat faaliyetlerinin anlatımını içeren “belgeler”dir. Bunlar CIA’ya yakın çalışmış UCLA tarihçisi J. Arch Getty gibi entelektüeller tarafından “müthiş” çığlıkları ile değerlendirilmiştir. Oysaki Hindistan istihbaratının eski bir karşı-terörizm şefi olan Bahukutumbi Raman bunların orijinal dökümanların ve fotoğrafların değil, el yazması ile yazılmış ve belgelerin içeriğinin notları olarak dikkatle karşılanmasının altını çizmiştir. Çünkü 1990’lı yılların başlarında SSCB dağılınca, Batı ile ilgili görev yapmış birçok ajan çok para kazanmanın en kestirme yolu olarak Batı’nın arzu ettiği yöndeki enformasyonu hazırlayıp onlara sunmuştur. Fakat, 1990’ların ikinci yarısında eski KGB arşivinin Batılı araştırmacılara açılması üzerine bu tür yayımın hemen hemen hepsine yakınının dezenformasyon olduğu ortaya çıkmıştır. Yine Amerikalı dürüst araştırmacılar tarafından itiraf edilmiştir.]


Enformasyonu servisleyenlerin bilinçli olarak “es” geçtiği bir nokta var. Mario Scramella, zehirlenerek öldürülen eski ajan Alenxander Litvinenko ile görüşmesinin ve Britanya TV’lerine Başbakan aleyhine verdiği demeçler sonrası 24 Aralık 2006 tarihinde İtalya’ya döndüğünde Divisione Investigazioni Generali e Operazioni Speciali-DIGOS (Özel Operasyonlar ve Genel Soruşturmalar Tümeni) tarafından derhal tutuklanmış olmasıdır. İftira, silâh kaçakçılığı ve devlet sırlarını çiğnemekle suçlanmıştır. Romalı bir savcı olan Pietro Saviotti tarafından Senatör Guzzanti’nin yaşamına kast planlamasıyla silâh alışverişi yapmak girişimi ile suçlanmıştır. Bu haber 9 Ocak 2007 tarihli International Herald Tribune gazetesinde “İtalya’da bir casusluk organizatörünün yükselişi ve düşüşü” başlığı altında haberleştirilmiştir. Eski Ukraynalı ajan Alexander Talik tarafından Scramella’nın yaşamına karşı bir komplo olayı polisi Scramella’nın hikâyeleri yönünde ilgilendirir. Savcılar bir parlamento danışmanı olarak daha fazla inanılır görünmesine sığınarak Litvinenko’nun ona enformasyon verdiği görünümü ile bir “false flag” (sahte bayrak) imal ettiğinden süphelenirler. Mahkeme belgelerine göre, Talik derki Scramella kimliği belirlenememiş bir Rusa karşı sahte suçlamalar üreten bir mektup imzalamasını ondan bir kere istemiştir. Gözlerden uzak vuku bulan buluşma hakkında Scramella polise Talik’in kendisini öldürmek istediğini anlatmıştır. Talik’in polise söylediği: “ O polis ifadesinde beni gösterdi ve bu durumda bir mektup girişimini ki ben imzalamış olacaktım, ama ben onu yapmadım çünkü onlar yalan söylemekteler.” Yargıç celpname gönderilen onun kaçabilme olasılığıyla Scramella’nın kefalet ücretini yoksaydı.


Alenxander Litvinenko’nun ölümünden sonra London’da sığınmacı olarak yaşayan Çeçen ayrılıkçı liderlerinden Ahmed Halidoviç Zakayev ile tanışıklığı da ortaya çıkmıştı. İddiaya göre Litvinenko Müslümanlığı kabul ederek ölmüştü. (İlginç başka bir nokta muhalefette kaldığı sürece Zakayev’e toz kondurmayan Vahabi güdümlü “Mançurya Kobayı” dincilerin, onun Kafkaslar’da barıştan yana tavır koyması üzerine Rus gizli servisinin işbirlikçisi ilân etmeleridir.)


Diğer taraftan enformasyonun kaynağı Wprost(Doğru)’a gelirsek. Aralık 1982’de bölgesel bir yayın organı kurulmuştur. 1989’da birden ülke çapında dağıtılmaya başlanmıştır. Günümüzde 150 bin trajı ile Polonya’nın en yaygın haftalık dergisi olarak yayımlanmaktadır. Ama bu kaynağı göstererekten haberi servisleyen canadafreepress.com kendisini Kanada Özgür Basın-CFP adı altında “bir muhafazakâr özgür basın” sloganı altında pazarlayan internet sitesidir. Sitenin en dikkat çekici yanı, sizi “ABD’de yaşa ve çalış. Tebrikler, bir yıl kazandınız” logosudur. İşin ilginç yanı bu İngilizce çağrıyı kapatmaya kalktığınız zaman sizi bu sefer türkçe (evet tastamam böyle!) “ABD’ye göcü teşvik eden ‘Yeşilkart’ müracaat formu” karşılamakta. Sinirlenip onu da kapatırsanız, “büyük ağabey”in hışmına uğrayıp iletişiminiz sizin iradeniz dışından otomatik olarak kapatılmakta! İnsanın hatırına Ergenekon fatihi “Tuncay Güney” geliyor ister istemez…


Evet, enformasyonu yorumlayan kişinin David Dastych olduğunu yazmıştık. Onun adı geçen internet sitesindeki yazısına göre, Wprost’taki yazı 5 Şubatta yazılmış. İnternetteki yorum 20 Şubat tarihli yazı. Ama Yeni Aktüel mütercimi A.S.Emeç nedense Dastych’in Wprost’taki yazıyı üstlendiğini atlatmış. Ne ki aynı sitede yer alan 19 Mayıs 2006 tarihli, “Yeni Soruşturma: Ali Ağca’nın Gizli Servisleri: John Paul II Suikastının Bütün Komplolarının Arkasında KGB” yazısında emekli İtalyan Savcı Ferdinando Imposimato’nun Polonya ziyareti sırasında tabii ki Wprost’a yapmış olduğu açıklamaları kendi enformasyonuna dayanak oluşturmakta. Zaten aynı sitedeki kendi özgeçmişde şu bilgiler sunulmakta. Polonyalı serbest gazeteci: Canada Free Press, Wprost, The Polish Panaroma (Kanada), Ocnus Net (Britanya), Front Page Magazine (ABD), The New Media Journal (ABD), Axis Information and Analysis (Uluslararası), Oracle Syndicate (İsviçre), Agenture.ru(Rusya) yanı sıra kendi ajansı olan David’s Media Agency’de yazı yazmaktadır. Yani çapraz olarak bir bilgiyi dolandırmakta parayı toparlamakta kendi deyimi ile kıdemli gazeteci, işadamı ve dış ticaretin bir uzmanıdır. Polonya’da Japon Dış Ticaret Örgütü(JETRO)’nün direktörünün ortak çalışma arkadaşı olmuştur. Warşova’daki kendi ajansı işlev(operative*) halindedir. (*Bu kelimenin orijinalini yazdım çünkü bu genellikle istihbaratçıların tercih ettiği bir deyimidir.) Daha makaleyi ele aldığımda tahmin ettiğim sonucun belgesi yazarın dâhil olduğunu kendisinin belirttiği Axis Information and Analysis internet sitesinin “Global Meydan Okumalar Araştırması” blog başlığı (ilginçtir ki arka planda Türkiye’nin de yer aldığı fluğ Balkan-Tacikistan siyasi haritası yer almakta) altında 7 Ocak 2007 tarihli yazıda vurgulanmıştır. Başlık: “Polonyalı Eski Casus: Benim Oğlumu İngiltere’de zehirlediler mi?” Kimmiş bu “Polish ex-spy”? David Dastych(65), 1960’lardan 1980’lere kadar Polonya istihbaratının ajanıydı ve 1973’den beri bir çift (taraflı) CIA ajanı (Güney Vietnam’dayken.ç.n.). O zamanında Doğu Avrupa, ABD, Vietnam ve Çin’de çalışıyordu. Japon ve Amerikan gizli servisleri için casusluk suçlaması ile Polonya karşı istihbaratı tarafından 1987’de tutuklanmıştı. Polonya’da Komünist rejimin düşmesinden sonra 1990’da serbest bırakıldı. Takibeden yıllar içinde Orta Doğu ve Doğu Avrupa’da illegal nükleer ticareti denetleyen kafes içinde birkaç Batılı gizli servis ile gönüllü işbirliği yaptı. 1994’de Fransa’da bir kaç kere yaralanması ardından gazeteciliğe başladı. MOSSAD’la yakınlığı bilinen Gordon Thomas’ın “Gideon’un Casusları: Mossad’ın Gizli Tarihi” adlı kitabına editör olarak katkıda bulunmuştu.” 1996’da London’da üniversite lisansı yaparken ölen oğlunun KGB tarafından öldürdürüldüğüne dair bir saplantısı oluşmuştu. Kendi itirafına göre 1973’deki ihanetinin bedelini ödeteceklerine inanarak “onlar asla unutmazlar” diye yazıyordu. Saplantı halindeki anti-komünist savaşımını anti-KGB perdesi ile örten “doğru zamanda, doğru yerde”ki eski-ajan, kıdemli gazetecinin enformasyon savaşını bence dezenformasyon olarak nitelemenin daha doğru olacağı kanaatindeyim…


Günümüzde bütün gerçekliği ile süren sınıflar mücadelesinin psikolojik savaş yüzünün, istihbarat kurumları güdümlü medyalar aracılığıyla yaşıyoruz, yaşamaya devam edeceğiz. Devrimci-demokratların görevi bu karanlık-kirli savaşı irdeleyerek kitlelere açıklamak. Hem de onların savaş taktikleri alanı medyadan…


Halid Özkul

halidozkul@gmail.com

Araştırmacı-Yazar

18.Şubat.2009